Prof. Dr. Derya KARADENİZ
İnsomni yani uykusuzluk, uyku için yeterli koşul ve şartların bulunmasına rağmen uykuya dalmakta zorluk, sürdürmekte zorluk veya erken saatte uyanıp uyuyamama olarak tanımlanır. İnsomni birincil olarak uykunun kendisinden kaynaklanabileceği gibi, başka bir uyku hastalığı veya dâhili, psikiyatrik hastalığın bir belirtisi de olabilir. İnsomni hastalıkları şunlardır:
*Uyarlanmış İnsomni
*Psikofizyolojik İnsomni
*Paradoksal İnsomni
*İdiyopatik İnsomni
*Psikiyatrik Hastalığa Bağlı İnsomni
*Yetersiz Uyku Hijyenine Bağlı İnsomni
*Çocukluk Çağı Davranışsal İnsomnisi
*İlaç veya Madde Kullanımına Bağlı İnsomni
*Dahili ve Nörolojik Hastalıklara Bağlı İnsomni
Uyarlanmış insomni, açıkça tanımlanabilen bir stres veya çevresel bir değişikliğe bağlı olarak gelişen ve bunun ortadan kalkmasıyla son bulan uykusuzluk tipidir. Çalışmalara göre erişkinlerin üçte biri, her yıl en az bir kez uyarlanmış uykusuzluk atağı geçirmektedir. Tedavisiz kalırsa yatak odasıyla ilgili olumsuz durumlar ve normal uyuyabilme güveninin azalması kalıcı uykusuzluk gelişimine neden olabilir.
Psikofizyolojik insomni en sık görülen kalıcı uykusuzluk hastalığıdır. Öğrenilmiş uykusuzluk, kronik uykusuzluk diye de adlandırılır. Herhangi bir faktörün tetiklediği uykuya dalmakta zorluk, bu faktörün ortadan kalkması durumunda da devam ederek süregen hale gelir. Uyku ile ilgili tekrarlayan olumsuz düşünceler ile ilişkilidir. Bunlar yatmadan önce uyumakta zorluk çekeceği düşüncesi gibi içsel ve/veya yatak odasını ya da geceyi içeren eski deneyimler gibi dış uyaranlar olabilir. Uyumak için daha fazla çaba harcanması daha fazla uyanıklık ve daha zorlukla uykuya dalmaya neden olur. Hasta uyanık olmak istediği durumlarda örneğin televizyon seyrederken veya bir konuyu dinlerken kolaylıkla uykuya dalabilirken, yatağına gittiğinde uykusu kaçar.
Paradoksal insomni, uyku süresinin yanlış algılanması durumudur. Uyuyamama hastalığı veya uyku algılama bozukluğu olarak da adlandırılır. Uykusuzluk yakınması kişinin kendi yakınması olup, polisomnografi sonuçları uykuya dalma veya uykuyu sürdürme zorluğunun somut olarak var olmadığını gösterir. Bu hastalar tüm gece boyunca hiç uyumadıklarını ya da çok çok kısa süreli uykuya dalabildiklerini ifade ederler. Bu hastalık, uykunun yapısında bozukluğa yani sık uyanıklıklara neden olarak uykuyu algılamayı bozan diğer uyku hastalıklarına ikincil olarak da ortaya çıkabilir. Bunların belli başlıca olanları; santral uyku apne sendromu ve uykuda periyodik hareket bozukluğudur. Paradoksal uykusuzluğun sıklığı bilinmemektedir. Bu hastaları tedavi etmeden önce psikiyatrik hastalıklar ile ilişkili uykusuzluk dışlanmalıdır.
İdiyopatik (kalıtsal) insomni, hayat boyu yeterli uyku elde edememe durumudur. Tipik olarak çocuklukta veya en geç erken ergenlikte başlar. Oldukça nadir bir hastalık olup sıklığı bilinmemektedir. Kronik kötü uyku hastanın genel refahını azaltır, duygu durumunu bozar, motivasyon azlığı, uyanıklık ve konsantrasyonda azalma, düşük enerji ve yorgunluğa neden olur. İdiyopatik uykusuzluk ağırsa günlük fonksiyon ciddi şekilde etkilenir ve depresyon gelişebilir.
Psikiyatrik hastalıklara bağlı insomni, psikozlar, duygulanım bozuklukları, sıkıntı bozuklukları ve panik bozukluğunda ortaya çıkar. Uykusuzluk şizofreni, şizofreniform bozukluk ve diğer fonksiyonel psikozların en sık görülen belirtisidir. Toplam uyku süresinin kısalması da psikotik semptomların akut alevlenmesine eşlik edebilir. Major depresyon ve diğer duygulanım bozuklukları da tipik olarak uykusuzluk ile beraberdir. Duygulanım bozukluklarına eşlik eden uykusuzluk farklı özellikler gösterir. Depresyonda uykuya dalma ve uykuyu sürdürme güçlüğü ve sabah erken uyanma vardır. Planlanan zamandan önce uyanma ve tekrar uyuyamama major depresyonun en belirgin uyku yakınmasıdır. Sıkıntı bozukluklarına eşlik eden uykusuzlukta karakteristik olarak uykuyu başlatma veya uykuyu sürdürme zorluğu vardır. Panik bozukluklarda uykudan ani uyanma ve kalıcı uyanıklık veya uykuya dönme zorluğu vardır.
Yetersiz uyku hijyenine bağlı insomni, kişinin alışkanlıkları ve günlük hayat aktivitelerinin iyi kalitede uyku sağlamada yetersizliğe yol açması durumudur. Yetersiz uyku hijyeni 2 genel kategoride ele alınır. 1) Gece uykusunu kötü yönde etkileyen gündüze ait durumlar (örneğin gün içi kestirmeler) 2) Uykuyu engelleyen geceye ait durumlar (alkol kullanımı veya gece uyku süresini istemli olarak kısaltmak).
Çocukluk Çağı Davranışsal İnsomnisi, uyku başlangıcı ile ilişkili uykusuzluk ve sınır koyma ile ilişkili uykusuzluk olmak üzere 2 tipte görülür. Uyku başlangıcı ile ilişkili uykusuzluk çocuğun uykuya dalış sürecindeki koşullarla ilişkili bir problemdir. Örneğin, çocukların çoğu mama yerken, kucakta veya bir sandalyede sallanırken uykuya dalarlar. Eğer bir çocuk sadece kucağa alındığında veya sallandığında uyuyabiliyorsa gece uyandığında bu koşullar sağlanmadıkça tekrar uyuyamayabilir. Çocuklar uyku başlangıcında bir bozukluk olarak değerlendirilmeyen bazı davranışlar geliştirebilirler. Örneğin, belli bir battaniye veya oyuncak hayvana bağlanabilir ve onlar olmadan uykuya geçemeyebilirler. Battaniyeleri veya oyuncak hayvanları yanlarında oldukça uykuya dalmaları sorun oluşturmayacaktır. Çocuk gece uyandığında, battaniyesini bulup, ailesini rahatsız etmeden uyumaya devam edecektir. Sınır koyma ile ilişkili uykusuzluk ise iki sorundan kaynaklanır. Birincisi, çocuğun ailesinden yatma zamanı hakkında tutarsız mesajlar almasıdır. Bazı geceler geç saatlere kadar uyanık kalmasına izin verilirken, bazı geceler buna izin verilmez. İkincisi, çocuk normal uyku ritmini sağlama avantajını kaybettiği düzensiz bir uyku yapısı geliştirir.
İlaç veya madde kullanımına bağlı insomni, uyku ilaçları, uyarıcı ilaçlar veya alkole bağlı olarak ortaya çıkar. Uyku ilaçlarına bağlı uykusuzluk, tedaviye beynin alışması ve alınan dozlara cevap vermemesi (tolerans) veya ilacın bırakılması (geri tepme) sonucu gelişir. Sürekli uyku ilacı kullanımı sıklıkla toleransa neden olur. Bu durumda ilacın uyku verici etkisi azalır ve uykusuzluk geri döner. Bu genellikle hastanın doz arttırmasına neden olur. Bunun dışında uzun süreli uyku ilacı kullanımı, ilaç bırakıldığında daha da şiddetli uykusuzluğa neden olur ki buna da “geri tepen” uykusuzluk adı verilir. Uyarıcı ilaçlara bağlı uykusuzluk, uykunun baskılanmasına bağlıdır. İlaç bırakıldığı zaman uykululuk ve uyku artar. Alkole bağlı uykusuzlukta alkolün uyumak için kötüye kullanımı söz konusudur.
Dahili veya nörolojik hastalıklara bağlı insomni ; Huntington hastalığı, tortikollis ve blefarospazm gibi anormal davranış ve istemsiz hareketlerle karakterize hastalıklarda uykusuzluk sıktır. Bunamada uyku bozukluğu aşırı hareketlilik ile birliktelik gösterir. Parkinson hastalığında hem uykusuzluk hem de gündüz uykululuk yakınması vardır. Uykusuzluğa neden olan en sık dâhili hastalıklar fibrosit sendromları/fibromyalji, uykuya bağlı gastroözofageal reflu ve kronik obstruktif akciğer hastalığıdır.
Uykusuzluk birincil bir hastalık olması yanında, farklı bir uyku hastalığının belirtisi de olabilir. Bu durumda ana uyku hastalığının tedavisi, uykusuzluk yakınmasının ortadan kalkmasını sağlayacaktır.
Sirkadiyen ritm bozukluklarında uyku ile uyumak için günün istenen zamanının arasında uyum ortadan kalkmıştır. Uyku istendiği ve ihtiyaç duyulduğu zaman uyunamamaktadır. Gecikmiş uyku fazı sendromunda gece uykusu daha geç zaman dönemine kayar. Düzensiz uyku –uyanıklık bozukluğunda değişik zamanlarda uyuma ve uyanma söz konusudur. Uyku 24 saatte 3 veya daha fazla dönemle kesilir.
Uykuda hareket bozukluklarından özellikle huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik hareket bozukluğu uykusuzluk yakınması ile birliktelik gösterir. Huzursuz bacaklar sendromunda, özellikle akşam saatleri ve gece, istirahat halinde iken bacaklarda ve/veya ayaklarda anormal ve rahatsız edici bir his ve hareket etme ihtiyacı vardır. Hasta tipik olarak rahatsız edici hissi adlandırmakta zorlanır ve değişik kelimeler kullanır. Ağrı, sıkıntı, karıncalanma, huzursuzluk, rahatsızlık verici, ürpertici, çekme, kaşınma şeklinde ifade edebilir. Bu rahatsız edici his genellikle ayak veya bacakları ilgilendirir nadiren kollarda da olur. Belirtiler tipik olarak sadece istirahatta ve geceleri ortaya çıkar ve uykuya dalmayı engeller. Uykuda periyodik hareket bozukluğunda ise, uykuda, tekrarlayıcı seğirme veya çekilme tarzında ayak ve bacak hareketleri nedeniyle sık uyanma ve uykuyu sürdürme güçlüğü vardır.
Uykuda solunum bozukluklarından özellikle santral uyku apne sendromu uykuya dalma ve sürdürme güçlüğü ile şekillenen uykusuzluğa neden olabilir. Uykuya dalış esnasında ortaya çıkan santral apneler, uykunun başlamasını engeller. Hasta bunu farkında olmaz ve uykuya dalamama yakınması ile başvurur. Bunun yanında obstruktif uyku apne sendromu da sık uyanma ile şekillenen uykuyu sürdürmede zorluğa neden olabilir.